hala daha başlık açılmaması beni şaşırttı.
basit, ama keyifli bir anlatım diliyle bir çırpıda okunan romanlar yazan, ama kullandığı dilin güzelliğiyle insana birçok yerde "evet yaaa...", "aaa, doğru be..." gibi güzel tepkiler verdirten genç yazar...
bir de sağlam bir ankara'lı, ya da bir "ankara'cı" olsa gerek; zira bir şehir ancak bu kadar cadde cadde, sokak sokak, lamba lamba, kaldırım kaldırım anlatılabilir... ve bu kadar güzel...
benim için şu zamanların en iyi öykücüsüdür. 1 sayfaya sığan konsantre öykülerindeki karakterler, sanki sayfalarda kabartma hâlinde gezinmektelermiş gibi giriyorlar içime. bir öyküdeki karakterin, sayfaların arasından şekle şemale büründüğünü hissetmemek mümkün değil. sanki bir meydana insanları toplamış sayın bıçakçı, üzerlerine de bir kapak örtmüş ve kitabevlerine dağıtmış gibi.
yazdığı her kitabı okuyacağım. bir yazarın, okuruyla kuracağı ilişki bunu aşmamalı. barış bıçakçı'yı, buna imkân verdiği için de çok seviyorum. dergilerde onunla ilgili bir röportaj görmeyeceğimi bilmenin rahatlığı çok önemli. bunu okuyorsa, bunun okur için ne kadar büyük bir lütuf olduğunu söylemek isterim. keşke, allah'ım oğuz atay da, benzer bir yazar-okur ilişkisini fark edebilecek kadar yaşayabilseydi.
eserleri;
herkes herkesle dostmuş gibi - 2000
veciz sözler- 2002
aramızdaki en kısa mesafe- 2003
bizim büyük çaresizliğimiz - 2004
baharda yine geliriz - 2006
bir süre yere paralel gittikten sonra - 2008
sinek ısırıklarının müellifi - 2011